Create Your Custom Message


 
Çakillilarin mekani
 
  En Başa Dön..
  Site Hakkında Yorumlarınız
  x..x..Genç Forum..x..x
  ORİFLAME Cakıl bayii
  Faydalı linkler
  <=Atatürk=>
  Türk olmak!!
  Ben TÜRK..
  <=Sohbet odaları=>
  Çakıl sohbet Bölümü
  <=İlçemiz Çatalca=>
  Çatalca ilçemiz
  Çatalca Köyleri Bilgileri
  Ögrencinin sözlügü
  Resmi Kurum ve Kuruluşların Telefon Numaraları
  <=Çakıl=>
  Çakıl Mahallesi Bilgisi
  Esnaflarımız
  Cakıllıların gazetesi
  <=Oyunlar=>
  Tavla,okey,stranç
  Oyun Katogorileri
  <=Haberler=>
  Manşetler
  <=Msn=>
  Aşk Nickleri
  Msnni aç
  Msn nick oluşturma
  Geyik nickler
  Taraftar Nickleri
  <=Her Telden=>
  Akıllı Sözler
  Genel Kültür
  Yurdum İnsanı
  Atalarımızdan
  Korkunç ve ilginç olaylar
  Göz Yanılmaları
  Pratik bilgiler
  Hayat Sözlüğü ve şiirler
  Bak unuttuğun bişiler vardır belki
  Zeka soruları & bilmeceler
  <=Komikler=>
  Karikatürler
  Komik yazılar
  Oto arkası Yazıları
  Komik resimler
  Fıkralar
  <=Film dizi & Şarkı sözleri=>
  Dizilerle İlgili
  Şarkı-Sözleri
  <=Sinemalar=>
  Sinema Hakkında
  <=Anti Bush=>
  Anti Bush
  <=Futbol Taraftarları=>
  Galatasaray
  Beşiktaş
  Fener Bahçe
  <=Hikayeler=>
  Bukadar Sevebilir Misin
  Genc kız
  Müthiş Yaa
  Ameliyat
  Cd'ci
  Gercek Aşk
  İçim Acıoo
  Aşkım o Bemin Her Şeyimdi
  SevVdİğİmE...
  Kırık bir aşk hikayesi..
  Türk dizisi değil gercekten yaşanmış bir aşk hikayesi
  <=Smsler=>
  geyik smsler
  Dogum Gunu Smsleri
  Komik Aşk Smsleri
  Yeni Yıl smsleri
  Etkileyici Smsler
  <=ERKEKÇE=>
  Baba Üzerine
  Delikanlı Adam
  Çalışkan Erkek
  Erkek Severse
  Kız Tavlamak
  Kız Bırakmak
  <=Kadınca=>
  Koku İçin
  Cilt Bakımı
  İlginç Bilgiler

Teşekkür Panosu

---Aşagıda İsimleri Gecenlere Teşekkürlerimi İletirim---

*Sevgi,*Gözde,*Ayhan Cihankar,*Eda Aydoğdu,*Eda Sönmez,*İpek Aydoğdu

---Reklamlarınız Vermek İçin ve Reklam Almak İçin İletişime Geçiniz---

Sitene Ekle

Web Sitemize Hos Geldiniz!

www.cakil.adresiyiz.com

Bukadar Sevebilir Misin
Bukadar Sevebilir Misin Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynıotobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacakcesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra... Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen,banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk sahibi olmayınca, “bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur” diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... “Senin için ölürüm” derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adma “Hayır, ben senin için ölürüm” diye yanıt verirdi hep... Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, “Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak....” Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, “Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma” Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek,kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten.... Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler.Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesin de hasta kabul etmeye başladı.Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı.Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken,harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde “satılık” levhası asılı olan. “Ne dersin, bu evi alalım mı?” dedi adama. “Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı.“Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?” diye yanıt verdi adam. “Amerika’daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık....” Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika’ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra,kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: “Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut...” Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı adama, “Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat” diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği... Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, “Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım” diye sözünü kesti arkadaşı. “O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen.Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya....” “Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları” diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı.... Ertesi gün,öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın... Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, “son bir kez kucaklamak isterim seni” diyecek oldu ama kadın, “defol” dedi nefretle... İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika’ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretinalması için dua ediyordu. Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. “Sen, buraya ne yüzle geliyorsun” diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. “Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor.” dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: “Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü.Geçen yıl Amerika’daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldğını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika’ya yerleştiğimiz yalanını yaydı.. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi...” Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın.Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda.İlk kağıtta, “Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem” diyordu... Sırayla okudu; “Seni çok sevdim”, “Seni sevmekten hiç vazgeçmedim”, “Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim.” “Fakat benimiçin ölmeni istemedim” “Şimdi bana söz vermeni istiyorum.” “Benim içinyaşayacaksın, anlaştık mı?” son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı: “Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım....” '' Basta Abartili Gelebilir Ama iyice okuyunca Farki Anlicaksiniz...
 
 
 

DUYURU PANOSU

---Duyurular---

Cakıl mahallesinin sitesine HOŞGELDİNİZ Reklamlarınız için bize ulaşın ******REKLAMLAR***** Oriflame kozmetik ürünleri siparişi alınır...Oriflama kozmetik ürünleri bölümünden iletişime geçiniz.. -----------------------------------Sitemizin kendine özel chat bölümü acılmıstır.Çakıl sohbet bölümüne tıklayıp nick belirledikten sonra sohbete başlayabilirsiniz---------------------------------

---Reklamları,duyuruları burdan Takip edebilirsiniz---

Sitene Ekle

Sizden gelen Sözler

---Öncelikle Paylaşımınız için Teşekkürler---

########Tüm Türkiye tuttu nefesini dinledi Kanaryanın sesini koskoca bir Aslan oturmuş ağlıyor kesmişler yelesini -------Turan AĞA------- ########Sayın fenerliler yanemediğiniz takımların listesini 1905 galatasaraycelle gönderin onlar sizin için yensin-Fenerli misin allah başka dert vermesin ------Cumhur ATA------########Sapsarıyla Kırmızı Kalbimizin Yıldızı ,Sampiyon Ol Cimbombom Al Bizim CANIMIZI------Ayhan CİHANKAR------########EĞER birgün galatasaraya birşey olursa ki olmaz hani olursa onu ait olduğu yere gömün _KALBİMİZE_------Seda AYDOĞDU------########Bir Fenerli, 10 Beşiktaşlı , 20 Trabzonlu ve Bütün Cimbomlulara Bedeldir-Gülersem Sevincim, Ağlarsam Gözyaşım, Ölürsem Toprağım Ol Fenerbahcem.------Gülşen GÜR------########Nasıl Geldiysek Birgün Öyle Gideceğiz Galatasaraylı Doğduk GALATASARAYLI Öleceğiz--------Eda AYDOĞDU------########

---Sözler Hakkında Yorumlarınızı Bekliyoruz Sözleriniz İçin İletişime Geçiniz---

Sitene Ekle

 
www.cakil.adresi.com  
  Web Sitem Hakkında Yorumlarınızı Önemsiyorum....
İletişim Sayfasısına Yorumlarınızı Bekliyorum...











 
Reklamlarınız için  
 

www.cakil.adresiyiz.com Sitesine HOŞGELDİNİZ


Myspace Graphics
 
Çakıl Sohbet Bölümüne HOŞGELDİNİZ --Üye adı-- Yerine İstediğiniz niki yazın ve --Tamam--a basıp sohbete katılınız Daha Keyifli sohbet için Lütfen Chat sayfamızı Arkadaşlarınıza TAVSİYE EDİNİZ www.cakil.adresiyiz.com"


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol